Yurdaer Altıntaş – Tasarımcı

Kasım 28, 2010 § Yorum bırakın

YURDAER ALTINTAŞ

1935 yılında doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi, Afiş Atölyesi’nin yüksek bölümünden 1957’de mezun oldu. Kısa süren reklam ajansı deneyimlerinden sonra bağımsız çalışmayı seçti.

1964’te Türk Alman Kültür Merkezi’nde açtığı ilk kişisel sergisi, Türkiye’de gerçekleştirilen ilk grafik tasarım sergisidir.

1960’ların ikinci yarısından başlayarak, yurtdışında gerçekleştirilen çok sayıda grafik tasarım etkinliğine işleri kabul edildi. Türkiye grafik tasarımının yurtdışında tanınırlığını sağlamak için girişimlerde bulundu.

1968’de Grafik Sanatçılar Derneği’nin kurulmasına öncülük etti. Yapmış olduğu Nasreddin Hoca resimlemeleri 1974 yılında İngiltere’de kitap haline getirilerek yayımlandı.

1976’da İDGSA Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu’ndaki (UESYO) öğretim görevliliğinden başlayarak 2002’de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nden emekliliğine kadar grafik tasarım eğitimi alanında farklı roller üstlendi.

İlki 1996 yılında 60. yaş günü nedeniyle uluslararası çağrılı afiş sergisi düzenledi. Halen grafik tasarım alanında ürün vermeye devam etmekte olan Bölümü’nden emekliliğine kadar grafik tasarım eğitimi alanında farklı roller üstlendi.

İlki 1982’de olmak üzere, 1987’den 1993’e kadar Grafikerler Meslek Kuruluşu’nun başkanlık görevini yürüttü.

1996 yılında 60. yaş günü nedeniyle uluslararası çağrılı afiş sergisi düzenledi. Halen grafik tasarım alanında ürün vermeye devam etmekte olan Altıntaş’ın çalışmaları dünyada çeşitli müze ve arşivlerde yer almaktadır.

1982’de olmak üzere, 1987’den 1993’e kadar Grafikerler Meslek Kuruluşu’nun başkanlık görevini yürüttü.

YURDAER ALTINTAŞ VE KÜLTÜR SENTEZİ

Yurdaer Altıntaş, anne tarafından Polonya Krakov’dan Türkiye’ye göç eden bir ailenin, baba tarafından padişaha yakın bir görevde, ucu Girit’e dek uzanan Bursalı Şeyh Cemil Efendinin torunu olarak 1935 yılında Kars’ta dünyaya geldi. Tokat, Sivas, Malatya, Erzurum, Gelibolu gibi Anadolu’nun çeşitli kentlerinde geçen çocukluk yıllarında Anadolu kültürünü tanıma fırsatı buldu.

Dramatik olaylarla örülü bir çocukluk yaşamından sonra resim eğitimi arayışlarına girişti. Kişiliğinde oluşan özgüvenle daha lise birinci sınıfta Güzel Sanatlar Akademisinin sınavlarına girip kazanmasıyla, babasıyla arasındaki resim eğitimi konusundaki görüş ayrılığı kendiliğinden çözülmüş oldu. 1952 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Sanatları Bölümüne girdi, Afiş atölyesine kaydını yaptırdı. Çeşitli değerlendirmelerinde, Akademideki eğitim ortamını, iletişim açısından verimli ve başarılı bulmadığını belirten Altıntaş, yüksek öğrenimin son yılında profesyonel olarak çalışmaya başladı.

Karaköy’de Gayret Han’ın çatısında bir odada Nuri İyem, diğer odalarda Mengü Ertel, Antuan Gargar ve Berç Çalıkman çalışıyordu. Altıntaş da hana gidip gelmeye, kitap kapağı gibi bazı ufak tefek işler yapmaya başladı. 1957 yılından sonra Mengü Ertel’le çalıştı. Sonra, Reklam Moran, Eczacıbaşı, Kent Oyuncuları için çalışmalar yaptı. Önce işi alıyor, sonra eskizleri yapıyor, orjinali götürüyor, basımevine gidiyor, faturaları götürüyor, tahsilata gidiyor, muhasebe defterlerini tutuyor, İstanbul’un batı yakasında mekik dokuyarak her işi kendisi yapıyordu.

1964’de Türk Alman Kültür Merkezinde bir afiş sergisi açtı. Pul, broşür, amblem, başlıklı kâğıtlar ve illüstrasyonlardan oluşan sergide işlerin orijinalleri yer almaktaydı. Ancak baskıları sergileyemedi, çünkü matbaa ortamından kaynaklanan sorunlar vardı. Ancak yine de sanat dünyasında büyük yankı buldu. Yurdaer Altıntaş 1965 yılında “Gebrauchsqraphik” adlı dergi ile iletişim kurdu, işleri burada yayımlandı. Gebrauchsqraphik’te Türk grafik tasarımcılarını tanıttı. Mesut Manioğlu, Selçuk Önal, Fikret Akgün, Sait Maden ve Ahmet Güleryüz ile görüşerek, grafikerlerin bir dernek çatısı altında bir araya gelmesi düşüncesine öncülük etti.

Türk kültürünün değerlerini, Osmanlı minyatürlerini, Karagöz figürlerini ve Hitit kabartmalarını inceleyerek ortaya koyduğu çalışmalar üç yıl süreyle takvim olarak basıldı. Bu çalışmalar Türk folkloruna eğilmesine yol açtı. Nasreddin Hoca, Dede Korkut ve efsaneler üstüne çalışmalar yaptı. “Nasreddin Hoca” İngiltere’de kitap olarak basıldı. İllüstrasyonlar Londra’da sergilendi.

1976 yılında Güzel Sanatlar Akademisine bağlı Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulunda müdürlük yaptı. 1979 yılına dek okulun ilkelerini oluşturma çalışmalarını yürüttü. Maalesef, Yurdaer Altıntaş’ın görevden ayrılmasından sonra okul kapatıldı. Altıntaş, dernek çalışmalarına yeniden başladı. Bu çabalar Grafikerler Meslek Kuruluşunun kuruluş ve işleyiş ilkelerini belirledi. Derneği belli kurallara oturtarak periyodik çalışmalara yönlendirdi. 1982 yılında Grafikerler Meslek Kuruluşu başkanlığına seçildi. Yurdaer Altıntaş, Türkiye’nin, kültürel tarihsel ve sanatsal birikimini, Fransız ve Polonya etkisini de hissettirecek biçimde kendi sanatsal ve estetik sentezinde bütünleştirdi. Stilize edilmiş figürlerle, koyu kalın konturları birlikte iç içe kullandı. Ele aldığı konuları simgesel anlatımlarla yorumladı.

1974 yılında 2. Uluslararası Akdeniz Festivali’nde tiyatro afişleri yer aldı. 1968-1988 yılları arasında Uluslar Arası Varşova Afiş Bienallerine katıldı. Uluslar Arası Brno Grafik Sanatlar Bienali’ne 1970, 1990, 1994 yıllarında davet edildi. 1987 yılında da Finlandiya’daki Lahti Afiş Bienali’ne katıldı. 1991, 1993, 1995 yıllarında da Amerika Birleşik Devletleri’nde Uluslar Arası Colorada Çağrılı Afiş Sergisi’nde yer aldı. 1988 yılından bu yana mizah yanı ağır basan “Melekler” dizisiyle cinselliğin geleneksel ve tutucu yanını eleştiren çalışmalar yaptı.

 

Yurdaer Altıntaş önemli ödüller kazandı. Örneğin Devlet Güzel Sanatlar Akademisi sanat ödülünü aldı. 5. Grafik Ürünler Sergisi’nde bir afişi yılın en başarılı yapıtı seçildi. Grafikerler Meslek Kuruluşunun açtığı sergilerde Ambalaj, illüstrasyon, afiş, amblem dallarında ödüller aldı. Son yıllarda Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünde bölüm başkanlığı yaptı. Bugünlerde Eczacıbaşı’nda “Kurum Kimliği Danışmanlığı” tüm zamanını almaktadır

Norman Rockwell – Grafik Tasarımcı, İllüstratör (1894 – 1978)

Kasım 28, 2010 § Yorum bırakın

Norman Rockwell – Grafik Tasarımcı, İllüstratör (1894 – 1978)

Norman Percevel Rockwell (d. 3 Şubat, 1894 –ö. 8 Kasım, 1978) Amerikalı ressam ve desinatör. Özellikle Amerikan gündelik hayatına dayalı sevimli, sıcak ve mizahi resimleri ile 40 yılı aşkın süre The Saturday Evening Post dergisinin kapaklarını hazırlayarak Amerikan popüler kültürüne damgasını vurdu.

Yaşamı

New York’ta dünyaya gelen Norman Percevel Rockwell, resme merakını ve yeteneğini erken yaşlarda kanıtlayarak daha 16 yaşında ilk siparişini aldı. Daha ergenliğe erişmeden Amerikan İzciler Birliği’nin yayın organı Boys’ Life dergisinin sanat yönetmeni oldu. 21 yaşında ailesiyle New Rochelle, New York’a taşındı. Burada karikatürist Clyde Forsythe ile bir stüdyo kurarak Life, Literary Digest ve Country Gentleman gibi dergilere ilüstrasyonlar yaptı. 1916 yılında 22 yaşındayken The Saturday Evening Post’a ilk kapağını sattı. Aynı yıl Irene O’Connor ile ilk evliliğini yaptı. 1930’da boşandılar. Daha sonra Mary Barstow ile evlenen Rockwell, bu evliliğinde 3 çocuk babası oldu. Aile 1939’da, sanatında kırsal kesim hayatının konuları yoğunlaştığı, Arlington, Vermont’a taşındı. 1953’de Stockbridge, Massachusetts’e taşındılar ve altı yıl sonra eşi burada öldü. Norman Rockwell, 1961 yılında emekli bir öğretmen olan Molly Punderson ile evlendi.

Eserlerinin çoğu Stockbridge’daki Norman Rockwell Müzesinde sergilenmektedir.

Sanat Hayatı

Norman Rockwell, sanat hayatı boyunca 4.000 civarında eser veren çok üretken bir ressamdı. Eserlerinin bir kısmı yangın gibi sebeplerle kaybolmuşsa da çoğu çeşitli koleksiyonlarda bulunmaktadır.

Rockwell’in eserleri yaşamı boyunca sanat eleştirmenlerince ciddiye alınmamış ve fazla pop bulunmuştur. Lolita’nın meşhur yazarı Vladimir Nabokov, Rockwell’in Olağanüstü tekniğininsıradanbir işe koşulduğunu söyler vePninisimli kitabinda” Dalí aslında Norman Rockwell’in bebekken Çingeneler tarafından kaçırılmış ikiz kardeşidir .”, der.

 

İhap Hulusi Görey – Grafik Tasarımcı, İllüstratör(1898 – 1986)

Kasım 28, 2010 § Yorum bırakın

İhap Hulusi Görey (1898 – 1986).
Grafik Tasarımcı, İllüstratör.

Görey, Türk grafik sanatının kurucusu ve reklamcılığın ilk büyük isimlerindendir. En çok bilinen işleri Türk markaları için yaptığı tasarımlardır. Bir çok devlet kurumununun kurumsal kimliğini oluştururmuş ve bunları yaparken aslında yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal kimliğini yaratmıştır.

Ailesi ve Öğrenimi
28 Kasım 1898’de Mısır’ın Kahire şehrinde doğan İhap Hulusi, Mısır’ın ünlü bir mimar ve müteahhiti olan Ahmet Hulusi’nin oğludur. Kemahlı bir asker olan dedesinin Hıdıv maiyetinde görev yapması nedeniyle Mısır’a gelmiş bulunan aile, I. Dünya Savaşı’nda Kahire İngiliz işgaline uğrayınca İstanbul’a döndü. Kardeşlerinden Yavuz Görey Türkiye’de ünlü bir heykeltraş, Nihat Hulusi ise Mısır’ın önde gelen müzecilerinden birisi olmuştur.

İhap Hulusi, ilk ve orta tahsilini Kahire’deki İngiliz okullarında yapmıştı. 1917’de Almanya’da yaşayan bir ressamdan postayla resim dersleri aldı, 1920 yılında resim eğitimi görmek üzere Almanya’ya gitti. Önce Münih’de Heimann Schule atölyesinde üç yıl çalıştı. 1923’te düzenlenen ve Türkiye’nin ilk afiş sergisi olan Galatasaray Sergisi’ne Almanya’da yaptığı afişleri ile katıldı, eserlerini çok beğenen Sultan Abdülmecit kendisini saraya davet ederek kutladı. Daha sonra Kuntsgewerbe Schule’ye devam ederek tahsilini tamamlayan İhap Hulusi, 1925’te İstanbul’a döndü.

 

İhap Hulusi Görey’in yıllarca ilkokul birinci sınıflarında okutulan ALFABE’nin kapağını Atatürk’ün siparişi üzerine 1932 yılında tasarladı Çalışma Hayatı [değiştir]
Arapça, Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmesi nedeniyle babası tarafından Dışişleri Bakanlığı’na girmesi istendi, kısa bir süre Dışişleri Bakanlığında çalıştıysa da sonunda memuriyeti reddetti ve hayatını resim yaparak kazanmakta ısrar etti. Kendini tanıtmak için önde zamanın en gözde dergisi olan Akbaba dergisinde Münif Fehim ve Ramiz Gökçe’yle birlikte karikatürist olarak çalıştı.

Zamanla afiş çalışmalarına ağırlık veren İhap Hulusi, afişi yaparken “Buluş”un önemine değinerek “Seyredenlerin ilgisini çekmeli ve düşündürmeli” diye yorumladı. İlk afiş siparişini 1927’de aldı; bu, İzmir’den İnci Diş Macunları’nın reklam afişi idi.

İhap Hulusi, birçok gazete ilanı ve afiş siparişi almaya başlayınca 1929’da İstanbul’da ilk atölyesini kurdu. Kulüp Rakısı etiketi(1930) ve Atatürk’ün siparişi üzerine Türk alfabesinin kapağını (1932) tasarladı, Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Garanti Bankası, Sümerbank, Emlak Kredi, Türk Ticaret Bankası, Maliye Bakanlığı (tahviller), Türk Hava Kurumu, Kızılay, Yeşilay, Tariş, Zirai Donatım Kurumu ve birçok özel kuruluşa çeşitli çalışmalarıyla hizmet verdi. Çoğu taşbaskısı olan yüzlerce çalışma ile 50 yıllık bir dönemin endüstri, kalkınma, ticaret ve sosyal yaşamın gelişmelerini belgeledi. Yeni kurulmuş bir devletin ilk uzman tasarımcısı olarak tanındı. Cumhuriyetin 10. yılında yaptığı hizmetlerden dolayı kendisine Atatürk tarafından kol saati hediye edili. 1948’de Viyana Uluslararası Afiş Sergisi’nde ‘Bursa ve İzmir’ adlı afişleriyle derece aldı.

İhap Hulusi Görey anısına kendi çalışmalarını da içeren Özel Milli Piyango Bileti [1]Tayyare Piyangosu (bugünkü adıyla Milli Piyango) idaresi için 45, Tekel İdaresi için 35 yıl çalışan İhap Hulusi, bu süreçte yurtdışında da adını duyurdu. Bayer’in afiş ve etiketleri, Mısır’ın Tekel İdaresi, Devlet Demir Yolları ve şehir hatlarına ait ve ilanları, ünlü İngiliz viskisi John Haigh’ın, İtalyanların Cinzano ve Fernet Branca’sının afiş ve etiketleri İhap Hulusi tarafından yapıldı.


Son Yılları
Suluboya çalışmalarının yanı sıra, son yıllarında hat sanatını modernize ederek başarılı örnekler veren İhap Hulusi Görey, ömrünün son yıllarında çizim yeteneğini yitirdi, tanıtımını yaptığı hiçbir kurum tarafından sigortalanmamış olduğu için son yıllarını Şişli’deki dairesinde sefalet içinde geçirdi. Çevresindekilere mektup yazdıysa da sanatçı onuru nedeniyle uzun süre gönderemeyen sanatçıya, Milli Piyango için yaptığı çizimlerden dolayı cüzzi bir aylık bağlandıysa da bu parayı kullanmaya ömrü yetmedi ve 27 Mart 1986’da İstanbul’da 88 yaşında yaşamını yitirdi.

Grafik tasarımcı İhap Hulusi (Görey), henüz çok azı yazılmış olan Türkiye grafik tasarım tarihinde bazı ilkleri gerçekleştirmiş çok önemli kişiliklerden biridir. Eğitim gördüğü ve mesleğe ilk adımlarında attığı 1920’li yıllardan ölümüne kadar çok sayıda kurum ve ürün için binlerce iş üretmiştir. Kendisi için Türkiye’deki reklam grafiğinin öncüsü ve modern grafik tasarımımızın öncülerinden biridir demek yanlış olmaz.
-Doğan Hızlan / Hürriyet 02 Nisan 2007

İhap Hulusi’nin çeşitli grafik tasarımları, afişleri, hem Cumhuriyet dönemine, hem de İstanbul’un geçmişine, birçok kuşağın gençliğine ışık tutuyor. Belki de, bütün bu eserlerden seçmeler, henüz var olmayan, ama oluşturulması elzem İstanbul Kent Müzesi ortaya çıktığında, sürekli olarak sergilenebilir. Son yıllarda, özellikle İstanbul’un kültür yaşamı çok zenginleşti, ama daha hala çok eksiğimiz var. Zamanla onların da giderileceğini, müzelerimize bir de gerçek bir kent müzesinin ekleneceğini umalım.
-Ali Sirmen / Cumhuriyet 18 Mart 2007

İhap Hulusi Görey bir sanatçı inceliği ve bir bilim adamının titizliği ile sadece Türkiye’de değil, dünyada grafik sanatını ticari iletişimde ilk uygulayanlardan biridir. Afişlerinde yumuşak çizgiler, asimetrik eğrilerle sarmalanan bilgi verici ve yönlendirici görsel simgeleriyle modern ve dinamik iletişimin gücünü gözle önüne sermiştir. Çağdaş Türkiye’nin 20. yüzyılını aktardığı çalışmalarıyla dönemin ruhunu ve sosyal yönlerini ortaya koyarak Türk reklamcılığının görsel tarihinden bugüne ışık tutmaktadır.
-Prof. Funda Savaş Gün

“Öldüğünü duyduğumda, epey resmi giyindim, mutad barıma gittim ve bir gün etiketteki beyefendilere benzeyebileceğim umuduyla bir duble Kulüp Rakısı ısmarladım. Şerefinize Usta!”
-Haluk Mesci

Where Am I?

You are currently browsing the Genel Bilgi category at profcat.